oyun :

A. GÜLFEM ÖZER

Neden oyun oynarız? Oyun güdüsünü tanımlayacak olsan bunu nasıl anlatırdın?

Oyun, hikâyesini yazmaktır.

Çatışmalarımızın dışa vurulduğu, iyileşmenin başladığı yerdir. Sembolik temsiller kol gezer.

Oyunlarımız, bir yerde, kimlik inşamızdır. Çalmasıyla ilgilenmediğimiz bir saati kurmak gibidir.

Anlamdan yoksun kalmış olana şekil verme isteğimizle ilgilidir. Bazen bu şekil, gerçeklikten uzaktır. İçinde iyi hissettiğimiz, sıcak bir kuş evinde olmak gibidir. Ebatlarımız önemsizdir, duymayı bilen yerlerimiz yeterlidir.

Oyun oynarız çünkü bazen bir kuş evine sığmamız gerekir.

Şiir ve oyunun senin düşünce dünyanda ve yazınında karşılığı nedir?

Bu iki sözcük çok iç içe geçmiş gibi…

İkisinde de hareket alanı çok geniş. Dilediğim gibi kuruyorum ve bozuyorum. Kurallar seçip onları yıkıyorum, iyice saklanıyorum yine de sobeleniyorum. Bir yandan da istiyorum.

Acıkmak, terlemek ve susamak, sürecin en tatlı yanlarından.

Hayalini kuruyorum, kalbim hızlanıyor, sonunu merak ediyorum, sonunu hiç düşünmüyorum.

Kazanmayı aşırı istiyorum ama kaybetmeyi de seviyorum çünkü tekrar etme isteğimi taşırıyor ve tüm bunların, hayata iten yanını seviyorum.

Sence dünyanın ilk oyunu nedir?

Sanırım taşları üst üste dizmek…