büyükanne seni çağırıyor/rosie, neredesin
Maya Ela Uyğun
sokaktaki çıkmazların köşesinde seni bekliyordum
merdivenlerden aşağı doğru koştum
oraya geleceğini söyledin
sesler duyuyorum
seni götürdüklerini söylüyorlar
rüzgar çanları
ya da parıltısı kristallerin
büyükannenin odasında uyuduğun gecelerin tavanı
rüya anılarımdan bildiğim bir handan çıkıyorum arka sokağa
seslerini evlerine taşımışlar
biri benimle geliyor, elini vermiyor
dört sokak sonra yollarımız ayrılacak
çağırmıyorum, bekleyişim var
dilimi damağımı kurutan bekleyiş
bir görüntüyüm
boşlukta belirip gözlerinin içine yerleşeceğim ve bir an sonrasında
yok olacağım onlar için
ortalıktan kaybolmuş bir soluk çizgi
bu dünya bana taşlar verdi
ince sarı saç telleri yerleştirdi yüzümün oyuklarına
parmaklarımın boşluklarına dolanan
ve bir adı anar gibi dilime doladığım kıvrımlı teller
ılık suların göz bebeğine uzanırken ayaklarımız
rosie, sokakları kovalıyorum
rüzgar çanları patikaya dönüşüyor
onları takip edeceğini biliyorum
peşinden geliyorum
sesler duyuyorum
seni götürdüklerini söylüyorlar
bir pazar yerine varıyorum
sirkten hallice ve yerin altı üstüne gelmiş
kapıdan geçince dünyamın zemini üstüme döşenmiş
bir kadın yanımdan geçiyor kahkahalar atarak
ben gidiyorum, diyor, dünya size kalsın
kahkahalar duyuyorum her yanda
dükkanlar yokuşlar boyunca dizilmiş ışıkları açık
oyuncaklar görüyorum taşların arasına sıkışmış
rafları olduğunu iddia ediyor maskeli bir satıcı kaldırım taşlarının
yalın ayaklarımın altına batıyor sivri yanları
simler ayaklarımı gıdıkladıkça dans etmeye başlıyorum
yara bere içinde ama bir karnavalda
başım dönüyor, çıkmazların köşesinde seni arıyordum
rosie, neredesin
yaşlı kadınlar hikaye anlatmaya başlıyor bana
arkamdan yol boyunca yürüyerek
rüzgar çanlarının sesi şiddetleniyor
baktığım her şeyin arkasına kristal merceğin dokusu katmanlanıyor
bu hikayeyi seversin, sadece seslerini kullanıyorlar
derilerinde bir kalınlık var rosie, korkmuyorum
derinliklerindeki organlarıyla dış yüzeyleri arasına sesler sıkıştırmışlar
yumaklaşmış sesler, biri ağız boşluğundan sızmaya başladı mı odayı doldurana kadar eğiriyor
boğazındakini
rosie, neredesin
her şeyin ortasına toprak gibi çöken varlığını duyuyorum
çöken, yerinden eden
merkezisin kökünden koparılanın
havada asılı kalan fısıltılar için kesintisiz solukların var
büyükanne seni çağırıyor