su döküyorum ardından -kosmos
Katlamadığın çiçekli pijamalar, boynumdaki kırık porselen, kapının önündeki
solmuş çiçekler, haddinden fazla uzamış kılıç, uzun zamandır
kesilmemiş saçlarım
Ve uzaklara kaçırmadığın çocuk hepsi hep aynı, biliyorsun
Hepsi bir mitik zamanın Sparta’sı, Likya’sı, Bartın’ı biliyorsun.
Giderken terliği geri koymamışsın yerine
Ve çok sıkı sarılmıyorsun hiçbir vedada
Ayıp oluyor
Jung’a kadar gidiyorum senkronize ediyorum İntizar’la
Ne yöne yürüdüğümüzü bilemem
Duruyoruz dönen bir halkanın etrafı vicdan oyası
Özetle canım yanıyor, kırılıyorum
Keşke biraz erzak da oradan yollasanız
Ağaçlar sarmıştı apartmanları
Ama bir orman etmiyordu, işte biliyorsun
Karanlık yanını döndüğün yüzün bir oda vermeye hazır
Benimse tüm halıların, tüllerin, gerdanlığın, masa örtülerinin
ve etaminlerin üzerinde duman tütüyor
Anneanne affet beni!
Uzanan ellerin yeniden giremeyeceğim o ev
Karşısına orman kuruyoruz kızlarla
Belki şimdi şehrim kavuşur karşı kıyıya için
Kapat avucunu da diyemem
Özetle, n’olur biraz çevir yüzünü
Ezber ettiğim çocukluk oyunu bu, bilmiyorsun
Renkler dolanıyor gözlerimde
Bendeniz de durmaz artık, koşturuyor Balerina’ya
Özetle,
beni
bir
köşede
bırakın: En iyi özelliğim kalkıp gitmektir.