geçmişten gelen iki zeplin

FATMA NUR TÜRK

İki zeplin Mars’ta uçar, iki gizli örgütün bir planı var.
Bir yüzgeçayaklının iki çocuğu var, bir general hıçkırığını tutar.
Misafirler ev sahibinin çayını yeniler, devlet kurumlarının amblemi var.
Bir direk kendini tekne sanır, iki hurdacı sokakları paylaşır.

Bir dansın parlak disko taytı var, öfke mikser kamyonuna karışır.
Zafer iki dizinden aşağısı olmayan insan yaratır, sessizliğin göktaşları var.
Gelen gideni aratır, ikna gücünün içinden geçilmesi zor halkaları var.
Müşteri servisinin cinsiyeti var, bir gök gürültüsü kafa karıştırır.

Empatinin kullan-at bıçakları var, bir öğrenci tuvalet musluğundan su içer.
Maaş düşüklüğünün excel tablosu var, bir iğne bir yırtık yufkayı diker.
İki otelin iki yıldızı var, iki böcek birbirinin ayak ucunda yürür.
Elektriğin aboneleri var, bir anne öpücüğü bir baba dayağını dengeler.

Bir polis arması bir küvet tıpasıyla tokuşur, sigara dumanı kollara ayrılır.
Bir su birikintisinde gökkuşağı var, iki çürümüş sebze iki yoksula denk gelir.
İki sinyal lambası dürtüleri bastırır, temiz giyimin masraflarını bir sigorta öder.
Affediciliğin çalışkan kâtipleri var, bir sıradağı eteklerini yukarı toplar.

İki dilin bir konuşanı var, denizler asrın projelerini temizler.
Tekelleşen mağduriyetin kemik dokusu var, futbolcular şut atmasını bilir.
İki jüri kolaylıkla kendi dirseğini yalar, iyi arkadaşların kötü huyları var.
Cırt cırtlı babetlerin bir tasarımcısı var, iki güneşlik aynı anda kapanır.

İki zeplin Mars’ta çarpışır, dünyada bu enkaz iki yaralıyla sonuçlanır.
Öksüzlerle eşitlik günü yok, generallerin yerine generaller atanır.
Bir evin kapıları aynı hızda çarpılmaz, iki misafirin bir otomobili yok.
Mars’ta bir ülke yok, Mars’ta bir ülkede tanıdık hâkimler yok.

Bir işçi beton mikserinin altında kalır, düşen göktaşlarının randımanı yok.
Camilerde zafer duası okunur, iki mühendis bachata kursuna yazılır.
Işıkta renk değiştiren karanlık yok, bir uydu bir gezegeni sahiplenir.
Gezegenler uydularını dönmeye ikna eder, bir yıldırım iki kez aynı yere düşer.

Belirsizliğin çatısında kiremit yok, dev bir tahta kaşık okyanusları karıştırır.
İki fırsatçı bir cimriyi dolandırır, kutsal kitapların içinde Amerika geçmez.
Ren geyiklerinin elektriğe ihtiyacı yok, bir otel odası bir böcek ailesi saklar.
Bir anne bir kadın cinayeti haberinde geçer, iki sokak köpeğinin iki kulağı yok.

Bir el arabasının tekerleği yok, iki kartopu yan yana erir.
Gökkuşağının sonunda iki erkek güreşir, bir makasın cesareti yok.
İki kül tablası renklerini değiştirir, bir kâtibin okuryazarlığı yok.
Gazete kağıtlarından etek dikilir, reklamlar unutkanlığı engellemez.

İki dil bilmek kan dolaşımını hızlandırır, su borularından dalga sesi gelir.
Bir çemberin yarıçapı yok, bir antrenör soruya soruyla cevap verir.
Yaz tatili iki arkadaşı barıştırır, bir şeftaliye uygun kabuk yok.
Bir çift babet ayakkabılıkta eskir, iki kız kardeşe bir güneşlik yok.

Dünya fosilleşmeye karar verir, bir bebek doğum ânını hatırlar.
En eski ölülerle en yeni yaşayanlar takas edilir, çöplerden en çöp beğenilir.
Vazgeçenlere gökten bir sofra daha iner, kanaatkârların avuçları sıvılaşır.
İkinci bir dudak çıkar yüzlerde, herkes yeni bir ağızla söyleşir.