bubiriyileşmeşiiri: kabuklarım dökülüyor

asuman susam

Dirim ve ölüm. ıslak bir soğuktan

ben ölüyü öldüremiyorum içimde

anne ölmez. rahme hazırlık.

iradesi eşyanın. eylemsiz varlık.

 

bir kedi bacaklarıma sürtündü geçti.

 

nefes darlığı. sonsuz düşüş.

ateşli bir hastalık dünya

nasıl bir lirizm çıkarılabilir ölümden

ilkel bir görüntü avcısı

mağaranın ağzında. vahşi doğası

 

bir kertenkeleninkine dönüşüyor derim

atmak için kendimi

çıkmak için kendimden. alacalı.

düşünmenin derin ilmi. 

uzakgözlem. durugörü.

sıkışıyor diyafram. tıkıs bu içler.

 

nasıl biliriz, nasıl da biliriz

biri.birimizi

saf dur. safta dur.

gökten saf saf melekler

rüyamda peygamberdevesiydim

dişim gırtlağında kimin

şahdamarından ıslak haz

yapış yapış ve sinekli

ölü hatırlattı

üst üste binen görüntü

o kendinden kendine azaplı geçişler

 

İnşirah!

 

konu kapanmıyordu gömülmekle

sıyrık yok, hepsi kemik kesiği

yas ve melankoli. orada durmadım.

izleri sürdüm. süründüm otlar arasında

döküldü derim. etim lime. kanım pıhtı.

geldim kendime.

ağzım, otacım.

Meryem, diyesim var

geceden sağdığım zehirden

süt nehirlerine sabahın

 

bocaladım çok baykuş sesinden

Minerva, seni de tersten okudum

azı dişlerinden tutulu birbirine:

            –aks atlaması-

            hayat ve ölüm.