şiirin geleceği
(ÇEV: FULDEN ARISAN)
Geleceğin şiiri çok sinir sahibi olacak. En az üç beyinden çıkacak: Kafadaki beyin, bağırsak beyni ve yumurtalıklardaki beyin. Kırmızılaşacak ve kemik beyazı dirilecek. Geleceğin şiiri besleyici ve bereketli olacak. Varoluş gerekçesinin ilginç bir yanı kalmayacak: Lenin Beethoven’ı çok severdi. Geleceğin şiiri bir pala gibi ışıldayacak. Geleceğin şiiri arsız bir ergen olacak. Yaşlandıkça gençleşecek. Hem etoburların hem de otoburların çıkarlarını yansıtacak. Yolunu şaşırdıkça ayrışacak. Geleceğin şiiri, kışın mavi dalların sallanışını ve güneşle esneyen kızıl kanyonları seyredecek. Gaz halindeki bir gezegene içi temsili şiirlerle dolu bir uzay mekiği fırlatacak, şiirler mekikten ayrılır ayrılmaz muhteşem, çok renkli ve susuz yaşayabilen taşlara dönüşecek. Geleceğin şiiri Vatikan’da gıcırdayan ayakkabılar giyecek. Nerede çalışıyorsak ve kimi seviyorsak ve ne yiyorsak onu diyecek. Bazen akşamdan kalma ve umutsuz olacak. Bazen tırnaklarını yiyebilir. Kaçmaktan bıkmış bir halde, kendini otoriteye teslim etmekle başarının alevlerine bırakmak arasında bir seçim yapması gerekebilir. Geleceğin şiiri öyle büyük olacak ki yalnızca gökyüzünden bakıldığında görülecek. Pek çoğu onun uzaylılardan gelen bir mesaj olduğuna inanacak. Geleceğin şiiri o kadar pahalı olacak ve talep görecek ki, bildiğimiz küresel ekonomiyi sarsacak. Hiç kimse varlığımızın mucizesine tam anlamıyla aymadığı için, işi hiçbir zaman bitmeyecek. Geleceğin şiirinin, bazen, üzerine ipek bir kimono geçirip derin bir iç çekmesi gerekecek.
The future of poetry
The poetry of the future has got to have a lot of nerve. It’s got to come from at least three brains: the brain in the head, the gut-brain, and the brain in the ovaries. It will wax red and rise bone-white. The poetry of the future will be nutrious and opulent. Justifications for its existence will no longer be interesting: lenin loved beethoven. The poetry of the future will glitter like a scimitar. The poetry of the future will be unabashedly adolescent. It will gent younger as it gets older. It will reflect the interest of both carnivores and herbivores. It will be as heterogenous as it is misguided. The poetry of the future will watch blue branches shaking in winter and red canyons gaping with sun. it will send a space shuttle full of representative poems to a gaseous planet where upon exiting the shuttle the poems will turn into gorgeous multicolored rocks that can live without water. The poetry of the future will wear squeaky shoed in the vatican. It will say where we work and who we love and what we eat. Sometimes it will be hungover and desperate. It might bite its nails. Tired of being on the lam, it might have to choose between giving itself up to the authorities or going out in a blaze of glory. The poetry of the future will be so enormous that it will only be visible from an aerial perspective. Many will believe it to be a message from aliens. The poetry of the future will be so expensive and in demand that it will disrupt the global economy as we know it. As no one will ever be fully awake to the miracle of our existence its work will never be done. Sometimes the poetry of the future will have to put on a silk kimono and sigh.
Maggie Nelson, The Latest Winter, 2018