defne sandalcı’nın ah!’ı* ve aşk için istediğimiz başka hayvanlar’ı** arasında dokunan mekik

ANİTA SEZGENER

bir ter-biyenin devri. uğultusu. kalınca. köksüz bedenin. yankılanması en. önce babada sonra devletin ağzında. babam ba! buğulanan nokta! upuzun bir deniz canlısının kıvrılışında. silgileri ayırıp üçe bir çocuktan uzaklaşan neyse. bir çekişte gelen “Aaahh..!”. 

kabuğuyla geldi tuz. bir terbiyeyi sağıp da, bir ayıbı kovalayınca. evir! geldi. resmi müfredatın dışına akıp. 

bir kağıt kesiği gibi okuyunca. bir mukavva tadı. ölüyle mukavva yan yana. bir yığılma. hatırlama arasında. kulağını üç kere. gözünü dört. ölümden yırtılıyor, kayıyor, sıvışıyor, sağ kalıyor bir nefes her seferinde. bir annenin yokluğunda. bir devletin boğuk ağzında.

kara delik ve mukavvayı bir tutsan biri birini yiyecek. sadece ayırıyor. bellek. ekşimtırak. kaçamaktan yapılmış kapı arkaları ve koridorun hızı şakakta. 

buralardan suya girilmiyor. ilkin suyu öldürdüler çünkü.

 

1.mekik: 

yeraltı. gaz. Celile Hanım. limon ağacının ekseninde kurulan göz. 1940’tan düşmeli bir 2013. ve bir caddenin tarihi. İstiklal. 1927. 1955. “Vatandaş Türkçe Konuş”mazsa ne olacağından. seslerin yıkıma. kaçıncı defa. aynı cadde. güruhların baş ezmesiyle.  uğuldayan hep kepenk, kan ve cam kırıkları. iliştiriyor öfkeyi kat kat yazı. anneanne ve dede varlar. anne henüz yok. bir baş uzatma bu. dumanın içinden öğürerek. Kalabalık tekrar Taksim yönüne dönüyor.

 

bireysel tarih ve bir caddeyle dile gelen kara tarih tırmanıyor bahçeyi. zaman ve mekân ikilisi. 2012 Ocak’ı Taksimli anarşistler açıklama yapıyor. ve bir arzu çakımı. Mayıs 2013. on binlerce bedenin parka doğru. bir bal damlasıyla. uykusuzların 

tek girdiği kapıda. 1940-2013 takvimi kapanıyor. göz kapaklarıyla.

 

2.mekik:

melankoli tarifi. avlu. hayvan. manolya. ölü hayvanın neye küstüğüyle. bir bedeni kaç parçaya bölerek tinin kaygısı. ham meyve. rüyaya gelen baba. avluya sorduğunu. sızlayanla. bedenin cinsiyeti kara madde. bahçe avlunun neresinde? 

 

sesle yaptığını. anlatıya katarak. gümüş gibi kararıp. parlayıp. soy-düğüm. dumanı. 

 

3.mekik:

hayaletoluş: kaçışım başarılı olursa nelerden kaçacağım? mekân yeri buluyor, bir çarpışma. zemin. listelerle bir güm! uyku ve suyun dili bir bahçeden yeraltına iniyor, canavarlar güzel ve mutludur mu? evet, sudan bakınca, bir su varlığı olup beden akışkanlaşınca. yine parçalayarak aynanın önünde bedeni. iç. kabuk. boşluk. çoğ-beden. hatırlanan. hatırlayan. daha çok hayvan/çocuk bir hayaletin içine. dumanın ötesine. yerleşen buğu. 

 

sesle yaptığını. bulutlarla çarpınca. sinir uçlarını hissediyorsun. listelerle çıkışa.

gitmek. yazmayı. devlet var.

 

4. mekik:

duvar orda. sonra dakikalar. çok sonra hayaletler. canı azalan hayvanlardan sonra kadavra ve böcekler. bir teslimiyet. uluma ki bedenden kemiklere. sancının tarifi. 

toprak yavaş yavaş yatışıyor. sen Tardu için yazdığında. 

 

sesle yaptığını. tetikte bir varlık. Ege’nin kararmasıyla. bakışın. linçi duyan ve irkilen havai fişekle. bakışın bakışım. 

 

5. mekik:

insansı olmayan bir ses: gidebildiği. iniltiler. gölgeler. anılar. beton izlenimi. bir ses ki bitimsiz. yayılan ve çarpan. sürüp fısıltılara dönüşüyor. tahliye er geç. ölmedin. şükür. 

 

kendine hayvan seçerek. yaşamayı konuştun. sesle yaptığını şimdi esmezken hiç. 

gölgene kapandım.

 

6. mekik:

aksın için sıkıntı: kuş baba. sis anne. eksik aksak şeyleri. hatırlamanın ilerisi bu. değme. çocukluğun kırgınına. yılların arasından sahi kuş sis ölüm. dokunulmaz kalmış. öyle. sen itip yer açıyorsun kendine. bir yersizde. onların kelimelerinden. hayvanla kalmak için. 

“Bir gün ben ölünce her şeyi yanlış hatırlayacaksın sen!”

“sana bir sinir doktoru buldum.”

hayvan hep var. var.

 

7. mekik: 

sesle yaptığını. bir yersizde. ara bir şey olmak. sesin gerisinde. köpeksilerin görünmez özelliğinden. yanlış bir boşluk nasıl? ölmeyi engelleyen şeyde. dişil bir gen mi. köpeksi bir sıkılganlık. hatırlamanın unutmakla akışı. arzusu. rüyanın ise. bir köpeğin.

 

8. mekik:

zorluk: dünyaya bir yerleşme. bir kendini yerleştirme. bir çayırın bir suyun kenarına gelmiş uyku. tebaasından kopup. hatırlananda uyuyup her şey. arzu mermer bir meydan genişliğindeyse. yine o hayvan kalıyor. o güzelim şey. yumuşak geçişli. 

 

sesle yaptığını. uykun delik deşikken. ışık orda. 

 

9. mekik:

acil aşk: vücut kimi ikinci bir hayvan. harlayan. avlu ölü kuşlar ve cam kırıklarıyla dolmuş. eriyik altınla birleştirilmiş bir çanakta. uyku bahsedilen. bir diğeri var. ama silik. mırıltılı. üzmüş gitmiş biri gibi. biz arkasından bile bakamadan. felaket kuşları geliyor.

 

sesle yaptığını. duvardan dönüp. ağlamaklı. organlarınla. bir aşkın maşkın mümkünlüğü mü? satır aralarında.

“Birbirimize öbürlerinin bizi bıraktığı yerden dokunuyoruz.”

 

10. mekik:

iki kitabı da taşıran bir istek fazlalığı: orası griymiş. olasılıkların imkansıza dönüştüğü. çekilmeyen parçalayıp giden bir acıdan. olmakların sürekli tarifi.

tökezleme hep var. yazının akıcılığı. bedenin. kesmiyor yazı. sürükleyerek bir dimağın içinden bedeni. sağ. kalarak. kaçıyorsun.

 

sesle yaptığını. uluorta cesaret. bizi tanık yaparak. sendelesek de. yağmuru.

 

11. mekik:

insan öldürür. dil’ler kurar. su yutup şişer. senin anlatmanla öldürmeyi. irkiliyoruz. hava çekiliyor. kan çekiliyor. kemikleri iki büklüm yazının. dehşeti bir anlatıya. havasız kalıp tümden. sahneler geçiriyorsun sahnelerden.

“İnsanların yıkanabilen, ayar tutan beyinleri ve kitle düzlüğü vardır.”

 

sesle yaptığını. ılımayan su. dehşet ertesi insanlara oksijen taşıyarak.

 

12. mekik:

muhbir:

“kapı kırıldığında hadi ben neyse -köpek n’olacak?”

 

13. mekik:

“dünyalılık, “derin öksüzlük, derin Yer’sizlik.”

yatay tanımlarına tırmanıyorum soluksuz. bir “hemdem alâka” akışında. bozukbaşlıkta. manifestik bir içle dışın dikey düzeneğe kaldırısı bu. tersinden okusak. düzünden okusak. bir yokuşu çıkıyoruz. sen ona heyhey ortaklığı diyorsun, lirik etik.

bir yer kurmak ki yersizlikte. bilerek kuytuları, balçığı. biçim’siz olanın savunusu. otomatik kurban diyorsun bir yerde ki tüylerim uyuşuyor. bir şey olmanın bir adı var. 

Ceren(Oykut)’un kitaba eşlik eden çalışmaları ayrı bir izlek, yazının yanı sıra koşan güzel bir at gibi. Geçici Otonom Libidinal Bölgeler Bildirgesi’nden başını uzatıp. bedenlerini deneyerek. kara maddeyi. 

 

14. mekik:

bin yıllık bir denizanası yaygınlığını geride bırakarak, şehri:

bir okyanus kaçması bu. bir meğer!le. bildiler mi. göz aranır. kedinin sokulmasında.

birazdan gidecek öteki. sen kaldığında. 

 

15. mekik:

“devanası da sanki yıllardır eksik değilmiş gibi, sanki ona bir şey yapmamışım gibi görmezden gelecek ya da olsa olsa, köksüzlüğün de köksüzleştirilmesi girişiminin bu tam fiyaskosunu o çıldırtıcı umursamazlığıyla, o oryantal sırıtışıyla karşılayacak!”

 

16. mekik:

sesle yaptığını. düşünceler organizması. dinleyerek ilerliyorum. yoğunluğun içinden.

hayal kırıklıklarının ötesinden bedeninin sınırlarını çizerken sen. okuyucuya  dalgamsı bir nefes üflüyorsun. bir duyu-yazı bu.

 

-hey! bir elektrik akımının kül ettiği kabuğumun altından sıyrılıp oluşmuş ısrarlı ve şiddetli bir biyolojiyim ben!” 

alıntılıyorum bir akış-yazı. kuran ve çınlıyan. 

 

17. mekik:

mekiklemek değil de sarmallamak. belki. iki kitap arasında dokunan mekik bir sarmala dönüyor içimde. kapanarak değil de açılarak ilerleyen bir sarmala.

 

1.sarmal:

kemik monolog: “Ben hali hazırda beton, hayvan, deniz, gece, adam -ne çıkarsa bakmaktayım içlerine.” dokunup kemiklerden anlıyorsun toprağı. 

beden demiyorsun vücut diyorsun ki tutuluyor orada bir iskeletin alımı. 

 

2. sarmal:

sesle yaptığını. masala koydun. masa sertliğinde. vücudunun geçtiği bir bükülme, kıvranma bir zamanları anlatırken sen. adamlara isim vermek zorlaşıyor. hayal kırıklığı bir devin ayağı çünkü.

 

3. sarmal:

damarlarınla bile bir ayrılığa katılmak. bedene dönüp tekrar. saçılmadan dönüp. tekrar kendi kulaklarına. “Hem sis kalkarsa ay çıkar.”

 

4. sarmal:

“bir böğürtü dili konuşturacağım az kaldı”

kopuyor sarmal. dil kendini oraya buraya atıveriyor kurtulmak kaçmak istercesine. kıskaç-dil. “Aşk İçin İstediğimiz Başka Hayvanlar”a dönüyoruz bir “Ah!”la. yerle gök üzerimize devriliyor. 

 

                       “içimize kalanlar

dikey düzeneğin içimize ektikleri; içimize ekili yumruları

çözme yöntemleri, titizliği,ince kaygısı, yumru ortaklığı,

bir bakışta aşk,bir anda heyhey, heyhey ortaklığı,

halinden hallenme, hemdem alâka.”

 

*Ah!. Defne Sandalcı. Metis Yayınları. Nisan 2013

**Aşk İçin İstediğimiz Başka Hayvanlar. Defne Sandalcı. Metis Yayınları. Şubat 2020.

Kitap görselleri: Ceren Oykut