sessiz sinema oynuyoruz

Uma Menon
çev: Mina Çakmak

Aklıma ilk gelen, kelimeyi
çevirmek. Kelimenin kendisini söylemeden
anlaşılmasını kolaylaştırmak.
Bu hata yüzünden kendimi suçlu hissediyorum—
betimlemek yerine
dil değiştirdiğim için. Bu, işin kolayına kaçmak değil mi?
Annem ve ben sessiz sinema oynuyoruz
bir başımıza. Bu hatayı tekrar &
tekrar yapıyoruz, dillerimiz
hızlı öğreniyor. Ne de olsa,
buna alışmadık mı?
Bir dil tükenirse,
bir başkasını deniyoruz & olmazsa da bir başkasını
biri bizi anlayana kadar.
Yakalanmış bir çekirge gibi bir hece kaçıveriyor,
özgürlük aşkı şarkısını söylüyor. Artık çok geç
geri dönmek için, ilk öğrendiğimiz dili
kavanoza kapamak için. Bunu istemiyoruz da
zaten, yani bu oyunda önce yutuyoruz.
Kart çek, yut, betimle, kartı çevir.
Kart çek, yut, betimle, kartı çevir.

Kaynak: The Massachusetts Review, Bahar 2021

We Play Charades

My first instinct is to translate
the word. Make it easier to understand
without saying the word itself.
I feel guilt for this mistake—
for changing languages instead
of describing. Isn’t this an easy way out?
My mother and I are playing charades
alone. We make this mistake over &
over, our tongues
too quick to learn. After all,
isn’t this what we are used to?
When one language fails,
we try the next & the next
until someone understands.
A syllable escapes like a captured cricket,
singing for its love of freedom. It is too late
to go back now, to jar the language
we first learned. We do not want to,
either, so in this game, we swallow first.
Card, swallow, describe, flip.
Card, swallow, describe, flip.

Source: The Massachusetts Review, Spring 2021