hadi kuru kemik

SELCAN PEKSAN

Akıllıca değil bu, sabah yüzünü yıkarken aynadan
Nanikle bana gelmen, içinden dilime kayarak

Bir anda kabalığından arınmış kelime hazneni
Kutular içinde aynılaştırarak, prizmalar içine

Dingin bir hal geçişi
Gerçek bir devrim için kendi küçük devrimini

Erken uyanarak başlatman, mango yiyerek
Ben yokmuşum ve sen bir kuşa mı kurda mı

Ayının kucağına mı vardığın
Bu kişiliği giyin, bu kalıbı soyun, bu asili sar kim olduğunu

Kanadı fırfır, kulağı radar, pençesi çiçek- böyle olsan
İşte gerçek bir devrim derlerdi kucakta bir lokmadan

Sıyrılırlardı kapanlar fırsat bulsalar
Hayatlarına çekilen ıstıraplardan

Çelenklerle anarlar seni mumlarla,
Ben de sanırım, acayipliklerini sınarım

Fırsat bulsam, mümkün olsa
Evrenin kesişim kümesinde mini eteğim üstümde

Hadi kuru kemik, tut elimden kakao tanrısı, oldur asma ana
Katlanmış köşelerini açarım kireçlenmiş

Parmağında sigara, amansız bir hastalıkla lime lime huylarını
Güneşe asarım fırsat bulsam, arı olsam örümceksiz evlerin duvarında

Duy sesimi kum kral, akıt kalbim, durdur tilki teyze
İç içe geçmiş aksimizin bindirdiği bu turda başka bir yasa
Başka bir sabah, başka bir ayna bana mantralarca değiştiğim

Belki o zaman
Seni yargılamayı bırakırım