geçiş töreni
Sharon Olds
Çev: Ayşe Görkem Kozanoğlu
Davetliler oğlumuzun partisine geldikleri gibi
oturma odasında toplanıyorlar—
yerden bitme adamlar, adamlar ilkokul bire giden
tüysüz ağızları ve çeneleriyle.
Elleri ceplerinde, etrafta dolanıyorlar
itişip kakışarak, yenişmek için her şeyi yaparak, küçük kavgalar
birden patlayarak ve sakinleyerek. Biri diğerine diyor ki
—Kaç yaşındasın sen? —Altı. —Yediyim ben. —Yani?
Birbirlerini süzüyorlar, görerek kendilerini
diğerinin gözbebeklerinde küçücük. Boğazlarını
temizleyip duruyorlar, bir oda dolusu küçük bankacı,
kavuşturuyorlar kollarını ve çatıyorlar kaşlarını. Çok pis dövebilirim
seni, diyor yedi altıya,
çikolatalı pasta, yuvarlak ve ağır
arkalarında masanın üzerinde bir kule gibi. Oğlum,
çilleri muskat zerreleri gibi yanaklarının üzerinde,
göğsü ahşap omurgası kadar dar bir
tekne maketinin, uzun elleri
serin ve ince, tıpkı ona eşlik ettikleri günkü gibi
benden dünyaya doğru, söz alıyor ev sahibi olarak
topluluğun iyiliği için.
İki yaşındaki bir çocuğu kolayca öldürebiliriz,
diyor net sesiyle. Diğer
adamlar da aynı fikirde, boğazlarını temizliyorlar
tıpkı Generaller gibi, gevşiyor ve koyuluyorlar
savaş oyunu oynamaya, kutlarken oğlumun yaşamını.
RITE OF PASSAGE
As the guests arrive at our son’s party
they gather in the living room—
short men, men in first grade
with smooth jaws and chins.
Hands in pockets, they stand around
jostling, jockeying for place, small fights
breaking out and calming. One says to another
How old are you? —Six. —I’m seven. —So?
They eye each other, seeing themselves
tiny in the other’s pupils. They clear their
throats a lot, a room of small bankers,
they fold their arms and frown. I could beat you
up, a seven says to a six,
the midnight cake, round and heavy as a
turret behind them on the table. My son,
freckles like specks of nutmeg on his cheeks,
chest narrow as the balsa keel of a
model boat, long hands
cool and thin as the day they guided him
out of me, speaks up as a host
for the sake of the group.
We could easily kill a two-year-old,
he says in his clear voice. The other
men agree, they clear their throats
like Generals, they relax and get down to
playing war, celebrating my son’s life.