elimdeki jouissanca ve elimdeki yumurtalar
bilincini yumurta kabuklarını kırıldığım gibi kırmak istiyorum
seni yumurta kabuklarını kırdığım gibi kırmak istiyorum
içindeki sarı ve şeffaf karıştırılmak istiyor bir bebek zamanında
yumurta kabuklarının kırıldığı ayrıkta,
acılı bir zevk vardır, ölüm isteğine içkin
yumurta kabuklarının ayrıldığı kırıkta,
tatlı bir acı vardır, yaşama isteğine içkin
dünyaya acıkmaktan yorulup da dünyaya geldin
döngüsü kırılmaz, istenene ulaşılmaz
bir şeyden bahsediyor oluşumuz bile öyle tuhaftır ki!
bir şeyden bahsediyor oluşumuz bile öyle tuhaftır ki!
bu ağacın altında mesela, elimde bardağını tutuyorum,
bir balıktın sen, sebebinden hoşlanmayan her çocuk kadar
ki sebebinden hoşlanmayan sonuçların kızları ve oğlanları vardır
anlamını geri iade ediyorum ve bu senin ellerin için
anlamını geri iade ediyorum ve bu senin geri gidebilmen için
rüyaların giydirildiği ince kumaşlardan,
şeffaf akvaryumlardan çıkartıyoruz olmayan her şeye olan incili öfkemizi
bir duyguyu yaşamak için bir zemin kurma öyküsü bu
kazmayı bırakanların aklını karıştırdıkları bir göl bu
göl mü yoksa? göl mü yoksa? berrak gibi duran suyunu çarşafların içinde yıkayan bir göl mü? gölün müyüm senin? gölün içinde ayna. kırma. kırma. ağaçları düşlemeye başlamışsa yüzmeyi unutmuş bir balık, kendini bulacağı yer, yerin yakını.