düşüyorum düştüm düşüyorum
Bisikletin üstündeyim üşüyorum
başka bir şey hissetmek istiyorum
televizyonun camvitrini titretişinden
rakıyla suya düşen buzların parıltısından
annekadın sessizliğinden
çocukyetişkin öfkesinden
yemek masasında yapılan ödevlerden
ödev yaparken defterin dış kabına yapışan
renksiz ve ekşi yemek artığından
damıtılmış
yıllandırılmış
Kaygıdan
başka bir şey
bir şey.
Karşıdan gelen arabanın
beyaz farları
gözümü alıyor.
Düşeceğim galiba
kelimelerle düşünüyorum
frene bassam
(kelimelerle düşeceğime şaşıyorum)
biraz yavaşlasam
sağ ayağımı yere koysam
herhangi bir şey?
Yapmıyorum
düşüyorum düştüm
yüz üstü kapaklanıyorum
dizlerim ellerim çenem
kanıyor, kesikleri soğuk yalıyor.
Hissediyorum
tam düşecekken kendimi
yakalayıp kaldırışım değil bu
bu başka bir şey.
Her adım, her pedal
(belki önce Laurie Anderson’dan duydunuz)
düşüyorum düştüm m
düşüyorum düşüyorum u
düşüyorum düştüm
düştüm r
düş y o
ü