beton

ECE ELDEK

adam önüne bakmadı

düştü

tek ceket tek asfalt tek beton

kurtardı onu

düşmeden yazmadı

eli ceketini giymeden

 

aynı asfaltta yürürlerken

kendi seslerini duymamak için 

başka sesler

 

             yürüyüş birbirlerini duymadan durmadan

             kendini unutup

             çoğul

 

kilisenin önden geçiyordum

bilmediğim başka seslerin içinden geçiyordum

bölünmüş duygularım

önce yere düştüm

beton

elbisem vardı, ellerim vardı

hangi elime bakacağımı bilemedim

hangi elin yara aldığını düşünmeden kalktım

bölüp bedenimi ellerime

biri sallanmaya devam etti, diğeri bakmadan o eli cebine sürdü

yerde beton izleri

kendimi üstüme sürdüm

 

önce o kilisenin önden geçiyordum

şimdi yürüyordum

bölünmüş ayrılmış tüm kalabalıktan

duymadan çoğulu

harflerimi duyuyordum

aAaaaAAAaa

 

öğrenmek için önce cümle kurmayı bilmeli-ydim

öğrenmek için “beton”u

önce cümle kurmayı öğrenmeliydim 

önce onun beton olduğunu öğrenmeliydim

-ki

neşeli cümleler kurayım

her karşılaşmamızda zaten o cümleyi biliyor olayım

 

            hangi elim cesaret ederdi buna

            hangi kelimeler önce gelirdi

            sonunu düşünmeden

            sonuna gelirdi

 

elim çantamdan telefonu aldı

bildiğim tüm cümleleri karşımdakine anlattım

betonu yürüdüm

havayı his gördüm

betonu gömdüm

 

yere düştüm

betona 

ve kahkaha attım

ellerimi görmeden üstüme sildim

ayağa kalktım

 

düşmeden az önce

önce ayağa kalktım

 

             eeEeEE 

             şimdi ne yapıcaz

             siren sesi

             uğultulu sinek ağızları

 

aynı sesin yankıları

uğultulu bir şarkı

insan sesleri 

siren gibi

 

sesler duruldu

kalabalıktan uzak betona çarptı 

netti tüm sesler

 

beni bıraktığın yerde bulmaman için

bir dizi cümle kurdum kendime

arkama yaslandım

sesim elbisemin altında 

betonu gömdüm